Sam Harris’in "The Moral Landscape" isimli kitabından bir alıntı:
“Bütün davranışlarımızın kökeni, bilinçli bir bilgiye sahip olmadığımız biyolojik olaylara dayandırılabilir. Bunun her zaman Özgür İrade olarak öne sürülmesi bir yanılgıdır. Örneğin, bu konuda yaptığı ünlü deneyiyle tanınan fizyolog Benjamin Libet, beynin motor bölgelerinde meydana gelen faaliyetlerin, kişinin hareket etmeye karar verdiğini farketmesinden 300 milisaniye önce belirlenebildiğini göstermiştir (1983). Daha güncel bir çalışmada (2008), bir diğer laboratuvar fMRI (fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme) verilerini kullanarak bazı ‘bilinçli’ kararların, farkındalık aşamasına gelmelerinden 10 saniye önce, yani Libet'in ölçtüğü hazırlayıcı motor faaliyetlerinden de önce belirlenebildiğini göstermiştir. Gerçek, kaçınılmaz bir şekilde açıktır: Deneyimlerimin öznesi olarak "ben", bir düşünce veya niyet ortaya çıkmadan önce ne düşüneceğimi veya ne yapacağımı bilemem. Düşünce ve niyetler de, o anda benim bilincinde olmadığım fiziksel olaylar veya zihinsel değişimlerden kaynaklanır. "Özgür İrade" kavramı, bilinçte ortaya çıkmakta olan düşüncelerin içeriğiyle özdeşleşirken hissettiklerimizi tanımlar. Özgür İrade meselesi, felsefe seminerlerinde hiç de ilginç bir konu değildir. Özgür İrade'ye inanmak, hem dini anlamdaki ‘günah’ kavramını, hem de ‘cezalandırıcı adalet’ fikrine sıkı sıkıya bağlı kalmamızı garantiler.”