"Bu dünyadaki en kötü insanlar kötü şeyler yapanlar değil, bunu başkalarına yaptıranlardır."
İngiltere'de yaşayan bir grup Pakistanlı'nın mücahit olma ve cihad hayallerini anlatan, bu yolla da İslam'ın birbiriyle çelişen bakış açılarını tiye alarak ortaya döken Dört Aslan, emperyalizm-karşıtlığı maskesi altında diğer din ve kültürlere duyulan tahammülsüzlüğü anlatıyor. İslam'ın kendi içindeki açmazları değerlendiren, ama Batı'nın İslam'a bakış açısının çarpıklığını da gözler önüne seren eğlenceli ve düşündürücü bir komedi filmi Dört Aslan.
Yönetmen: Christopher Morris, 2010 (IMDB)
Filmde vurgulanan çelişki yumağına dolanmış birçok radikal İslamcı'yı kızdıracağına inanıyorum bu filmin. Ilımlı Müslümanları havaya uçurarak, hem medyanın ilgisini çekip sahte bir İslam düşmanlığı yaratmak hem de ılımlı kesimin bu saldırıyı yapanların İslam karşıtları olduğunu düşünmesine yol açıp onların da radikalleşmesini sağlamak isteyen Barry (Nigel Lindsay), inandığı ve uğruna kendisini havaya uçurmayı aklına koyduğu dinin namaz ibadetini bile yapmaktan aciz bir karakter örneğin. Diğer taraftaysa yine mücahit olup şehit olma arzusuyla yanıp tutuşan, ekibin başı rolündeki Omar (Riz Ahmed) karakteri var; radikal İslamcıların olayları ve insan psikolojisini kendi çıkarları uğruna nasıl çarpıtabildiğine güzel bir örnek teşkil ediyor bu karakter de.
Filmdeki diyaloglar zekice kurgulanmış, gündelik hayatımızda her an karşımıza çıkan önyargılı ve zeka kıvılcımından yoksun insanların düşünce yapısını görmemize yetecek ölçüde de "hayatın içinden." Omar'ın 10 yaşındaki oğluna anlattığı gece masalları (Aslan Kral Simba'nın cihad serüveni), izleyiciyi ilk etapta güldürse de aslında altında yine zekice kurgulanıp gizlenmiş kara-komedi replikleri barındırıyor. "Bir çocuk bu masallarla büyürse 18 yaşına geldiğinde dünyaya ve diğer dinlerden olan insanlara hangi gözle bakacak?" diye soruyor insan ister istemez.
Dört Aslan, 2002 yılında ilk kısa filmi My Wrongs'ı çeken yönetmenin ilk uzun metrajlı film çalışmasıdır. Sinema ödülleri arasında en kaliteli seçimleri yaptığını düşündüğüm BAFTA jürisinden en iyi film ödülü kazanmış; başka birçok festival adaylığının yanı sıra Sundance Film Festivalinde de Jüri Büyük Ödülü'ne aday gösterilmiştir. Ülkemizde de !f İstanbul 2010 AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivalinde gösterilmiştir.