Jura Dönemi’nin sonlarında, yaklaşık 160 milyon yıl önce theropod dinozorlardan evrilen ve modern kuşların atası olan ilk kuşlar görülmeye başlanmıştır. Bu ilkin kuşlar, dinozor atalarından kendilerine miras kalan dişlere ve uzun, kemikli kuyruklara sahipti. Fosil kayıtlarından elde edilen veriler, dinozorlar ile kuşların başka ortak özelliklerini de ortaya koyar: tüyler, boşluklu ve hafif kemikler, sindirime yardımcı olması için yutulan mide taşları, sürüngen pulları, pençe yapıları, solunum sistemleri, yuva yapımı ve kuluçka davranışları vb. Çoğu paleontolog tarafından dinozorların bir alt grubu kabul edilen kuşlar, birçok hayvan grubunun yanı sıra dinozorların da soyunu tüketen ve yaklaşık 66 milyon yıl önce meydana gelen Kretase-Paleojen Yok Oluşu’undan sağ çıkmayı başarmıştır. Dolayısıyla kuşlar, dinozorlardan geriye kalan tek soy hattıdır; bu nedenle kuşlar için “modern dinozorlar” da diyebiliriz.
Evrim teorisi, kuş tüylerinin sürüngen pullarından evrildiğini kanıtlarla ortaya koymaktadır. Bunun nasıl gerçekleştiği, günümüz kuşlarının üzerinde bulunan pul ve tüylerin incelenmesiyle bile kolaylıkla görülebilir, ayrıca elimizdeki fosil kayıtları da zaten yeterince bilgi vermektedir. Modern kuşlarda hem sürüngenlere ait pullar, hem de kuşlara özgü telekler bulunur. Tüyler, tüm dinozor gruplarında görülen ama zamanla bazılarında kaybedilmiş olan ortak bir özelliktir. Birçok uçamayan dinozor fosilinde tüy veya tüy benzeri yapı gözlemlenmiştir. Modern kuşların uçuş tüylerine benzeyen gerçek tüyler yalnızca Maniraptora grubunda bulunur; uçan sürüngenler olan pterosaurlarda ise piknofiber denilen tüy benzeri yapılar vardır. 1990’lı yıllardan itibaren düzinelerce dinozor cinsine ait tüylü (veya tüy benzeri yapıya sahip) dinozor fosili keşfedilmiştir. Tüylü dinozorlar ile modern kuşlar arasındaki bir geçiş fosili sayılan ve yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşamış olan Archaeopteryx, dinozorlar ile kuşların ortak kökenine işaret eden ilk örneklerdendir. S. deserti isimli bir theropod dinozor fosili üzerinde yapılan çalışmalar, bu fosilde, kuş tüylerindeki ana protein olan beta-keratin bulunduğunu göstermiştir. Tüylerin narin yapıları nedeniyle zor fosilleşiyor olması, fosil kayıtlarında tüylü dinozor sayısındaki görece azlığın nedeni olabilir. Doğrudan gerçek tüy içeren türlerin sayısı şu an için 41’dir. Bunlardan sadece birkaç tanesi:
Velociraptor mongoliensis, Archaeopteryx, Anchiornis huxleyi, Protarchaeopteryx robusta, Yixianosaurus longimanus, Dilong paradoxus, Sinornithosaurus haoiana, Pedopenna daohugouensis, Jinfengopteryx elegans, Juravenator starki, Avimimus portentosus, Sinosauropteryx prima, Dilong paradoxus, Beipiaosaurus inexpectus vs.
Bilim insanları 2010 yılında Anchiornis huxleyi fosili üzerinde kapsamlı bir pigment çalışması yaparak, bu hayvanın tüy renklerini ve desenini belirlemiştir(3). Böylece Anchiornis huxleyi, gerçek renkleriyle tanımlanan ilk Mezozoik dinozor olmuştur (aşağıda temsili resmi gösterilmiştir.) 2012 yılında tanımlanan ve meşhur T-rex gibi bir tyrannosauroid olan Yutyrannus huali ise, bugüne kadar bulunan en büyük tüylü dinozordur.(4)
Resim: Anchiornis huxleyi
Resim: Yutyrannus huali
Modern kuşlarda hem sürüngenlere ait pullar, hem de kuşlara özgü telekler bulunur. Bu iki uç arasındaki geçiş aşamaları, aynı kuş üzerinde mevcuttur. Ayrıca pullarla kuş tüylerinin özellikleri hem yapısal olarak hem de geçirdikleri embriyolojik süreç bakımından benzerdir. Eğer bir penguen kanadını incelersek, çok sayıda değişik yapıyla karşılaşırız; pullara benzeyen küçük yapılardan başlayarak, açıkça kuş tüyü olanlara kadar çeşitli yapılar görürüz. Arada her ton bulunur. Kuş tüyleri ve pullar, aslında sadece bir temanın değişik versiyonlarıdır; ikisi de boynuza benzer bir protein olan keratinden yapılmıştır ve her ikisi de benzer embriyolojik yollardan gelişir.(1.1)
2006’da yayınlanan bir çalışmada(2) bir timsahsı türünün (Alligator mississippiensis), tüy gelişimini sağlayan genetik bilgiyi barındıran genlere sahip olduğu gösterildi. Bu genetik bilginin, timsahın embriyolojik gelişimi sırasında baskılandığı, böylece timsah yavrusunda tüy yerine pulların oluştuğu ortaya kondu. Timsahlarla kuşlarda böyle kökendeş (homolog) bir özelliğin bulunması, ortak bir atadan evrildiklerinin kanıtıdır.
Ortada tartışmalı denilebilecek tek konu, ilk tüylerin evrilmesinin altında yatan etkenin ne olduğudur. Bu konuda yaygın olarak kabul edilen görüş, vücudun ısısını düzenlemek için evrildiğidir, ancak bunun yanı sıra birkaç farklı hipotez de önerilmiştir. Gelecekte moleküler biyoloji, gelişim biyolojisi ve embriyoloji alanında yapılacak çalışmalar, bu konuya daha da açıklık getirecektir. Aşağıdaki videoda konuyla ilgili bilgiler bulabilirsiniz:
Kaynaklar:
1. "Harun Yahya Safsatası ve Evrim Gerçeği"; Mark Vuletic: “Yaratılışçı safsatalara yanıtlar-1” (Bilim ve Gelecek, S.7; Çev.Redaksiyon: F.Halatçı) başlıklı derlemesinden (S.105); Bilim ve Gelecek Kitaplığı
1.1. McGowan C.(1984). In the Beginning: A Scientist Shows Why the Creationists Are Wrong
Şunlar da ilginizi çekebilir:
-
Gezegenimizdeki Yaşamın Kısa bir Tarihçesi/
5. bölüm
-
Archaeopteryx, Anchiornis huxleyi ve daha nicesi hakkında bilgi almak için
tıklayın
-
-
-