Yönetmen: Greg Moodie (2007)
Yazar ve yapımcı: Dave Flitton
Şeytan ... Bugüne kadar pek çok isimle çağrıldı, pek çok farklı ve değişik şekle girdi. "Tanrı'nın kötü kalpli düşmanı" kavramı binlerce yıldır vardır ve bu kavram hala eskisi kadar güçlüdür. Ama şeytan hurafesinin hikayesi nerede başladı? Bu inanç nereden çıktı? Şeytan denilen karakter, zihnimizde nasıl karanlıklar prensi haline geldi? Metaforik anlamda konuşursak, 'gerçek' şeytan aslında kim?
Zerdüşt’ün dünyayı iyi ve kötü olarak ikiye ayırdığı ve düalist felsefenin temelini attığı günden beri şeytan, önce eski pagan tanrılarıyla, sonra Antik Yunan tanrılarıyla harmanlanıp tarih boyunca değişerek sembolik varlığını sürdürmüştür. Hıristiyanlığın güçlenmesiyle engizisyon mahkemelerinin bahane olarak kullandığı, cadı ve büyücülerle özdeşleştirilen, aydınlanma çağında da evrimine devam eden ve pek çok farklı role bürünen bir sembol olmuştur. Tarih boyunca kralların ve imparatorların, gücü ellerinde tutmak için kullandığı bir koz olan Tanrı ve Şeytan ikilisi, günümüzde de malesef aynı şekilde kullanılmaya devam edilmektedir. Kapanış konuşmasını yapan Edinburgh Piskoposu Richard Holloway’in dediği gibi:
“Şeytan hikayeleri anlatmak eğlenceli olabilir ama tarih boyunca çok büyük kötülüklere sebep olmuştur. İnsan yapımı birşeydir. Ama geri tepen bir yapımdır çünkü birbirimize korkunç şeyler yapmamıza sebep olmuş bahaneleri üretmemize yol açmıştır...Bu nedenle artık cehennemi kapatıp, şeytanı nihayet uzaklaştırıp, ondan ilelebet kurtulma zamanımız gelmiştir.”
Şunlar da ilginizi çekebilir: